EĞİTİM ÜZERİNE

EĞİTİM ÜZERİNE

“Bize yazmayı nasip eden Allah (C.C.)’ın, sözümüzü tesirli kılmasını temenni ederek başlamak isterim.”

Eğitim deyince herkesle ilgili, herkesi kapsayan, herkesin kapsamında, herkesin ilgilendiği, herkesin yorumladığı, herkesin bildiği ama bir kısmının bilgilendiği bir kavram aklımıza geliyor.

Maksat eğitimse yol öğrenmekten, bilmekten ve onu kalıcı davranışa dönüştürmekten geçiyor.

Bir bilgiyi iyi bir eğitim metoduyla öğretmek ve davranışa dönüştürmek rol sahiplerinin rollerini iyi icra etmesiyle mümkün olmaktadır.

Örnekle yolumuza devam edelim: Mehmet, Ayşe, Ali, Hasan, Fatma, Hüseyin, Osman, Fatih, Selcan, Süleyman v.s. kime sorarsak soralım “-Denizin ortasında, bir kaptanın kontrolünde, tüm ihtiyaçların karşılandığı bir gemide hizmetiniz yerinde olarak seyrederken birden gemi batmaya başladı ve siz yüzme bilmiyorsunuz. Beklentiniz ne olurdu? (Can simidinizin de olmadığını düşünün) Yüzme bilen birinin elinizden tutmasını ve sizin su üzerinde kalmanıza yardımcı olmasını. O bunu yapmazsa ölüm anınızı bekler; yaparsa ne derse yerine getirirdiniz. Ayrıca, kurtulursanız ilk fırsatta yüzme öğreneceğinize yemin ederdiniz. Allah (C.C.) ’a yalvarır size fırsat vermesini isterdiniz.

Yüzmeyle başlamışken devam edelim. Bu arada yüzme öğrenmekte öyle kolay olmuyor. Yüzenleri seyretmekle hiç olmuyor. Bilen birisinin sizi çalıştırmasıyla ve sizin de, onun dediklerini harfiyen yerine getirmenizle mümkün oluyor. Bir kez suyun üzerinde durmayı başardınız mı yüzmeyi geliştirmeniz gayretinize bağlı olarak ilerliyor.Haa yorulduğunuzda size can simidi uzatacak üçüncü bir ele de ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Yoksa çok zorlanırsınız.

Şimdi rol sahiplerine dönelim:

*Yüzme öğrenmeye ihtiyacı olan = öğrenci

  • Bilmeyene el uzatıp öğretecek = öğretmen
  • Gerektiğinde can simidi uzatacak = veli

*Senden başlayalım sevgili öğrenci evladım, bu hayat denizinde hazır giden geminin içindeki yolcular gibi kendini rahat hissedip salarsan, en ufak bir riskte boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalırsın. O zaman her ihtimali düşünmeli ve nasıl ayakta kalmayı başaracağını bilmelisin. Bu da senin yüzme öğrenmene bağlı. Bunun için :

1- Öğrenmeye niyetin tam olmalı ve onun gerekliliğine inanmalısın,

2 – Bu işi bilene tabi olmalı onun dediklerini harfiyen yapmalısın. Bu da senin vefalı ve edepli olmanı gerektirir. Hani bir söz vardır ya “İlim meclisine girdim kıldım talep; ilim ta gerilerde kaldı ille edep ille edep.” Bunu yazarken Posoflu Aşık Zülali’nin şiiri aklıma geldi. Der ki Zülali baba:

Üstadından öğüt istersen Zülal, Var otur yanına kal ağır ağır, Herkesin dilinden akmaz şeker bal Düşün de edebin ala ağır ağır.

3- Sabırlı ve gayretli olmalısın, aceleci ve yılgın olmamalısın. Unutma ki aceleyle yüzeceğini zannedenin boğazına daima su kaçacağı için yılgınlık onun yoldaşıdır. Sabırlı ve gayretli olursan başardığını görecek öğrendikçe ve bildikçe farkının ortaya çıkışını kendin seyredeceksin.

Bir de evlat, büyükler “en büyük düşmanımız cehalet ve tembelliktir” demezler mi. Unutma ki insanlığın Efendisi Hz. Muhammed S.A.V. “Tembellikten, korkaklıktan ve acizlikten Allah (C.C.)’a sığınırım” demiştir. Tembellik ve korkaklık insanı acizliğe sürükler. İlacı cesaret, çalışkanlık ve güçlü olmaktır.

*Öğretmen kardeşim sana gelince ; senin nasiplendiğin bu bilginin bir emanet olduğunu ve onu ehline ulaştırman gerektiğini unutmamalısın. Elinde olmayan sebepler olabilir; istediğin ortamlar olmayabilir; ama unutma ki, sen yüzmeyi öğretemezsen ihmalin birilerinin boğulmasına ve hayatların sönmesine sebep olacaktır. O zaman:

1- Kendi geçmişini unutmamalı , empati kurarak öğrencine yaklaşmalısın. Her öğrencini kendi kardeşin, evladın, akraban yerine koymalı en az onlar için istediğini yapmalısın.

2-Aceleci ve sabırsız olmamalısın; unutma ki sen de kolay elde etmedin

3- Sevdirici ve etkileyici olmalısın; hatırlamalısın ki senin burada bulunman da bir ve ya birkaç öğretmenin etkisiyle olmuştur.

4- Yetkini değil etkini kullanmalısın ki öğrencinle aranda bağ oluşsun ve senden severek alsın bilgileri.

5- İşini severek yapmalısın, okumalı, araştırmalı, yenilikleri takip etmeli ve kendini geliştirmelisin. Biliyorsun ki bu iş başka işlere benzemez gönül vererek yapılmalı. Yine büyüklerin bir sözü aklıma geldi. Derler ya: “Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş”.

Sana daha fazlasını diyemeyeceğim.

*Değerli Velim, insanın dünyada ki en değerli varlığı çocuğudur. Onu sevmesi onun için fedakarlık yapması kadar normal bir durum da yoktur. Bu eğitim yolunda çocuğunuzun yüzmeyi başarması için ne yapması gerektiğinden yukarıda bahsettik. Size düşen ise acizane kanaatimi belirtmek isterim:

1 – Çocuğunuzun öğretmenine tabi olmasını sağlamanız ve onu ilgiden öte bilgiye ihtiyacı olduğuna inandırmanızdır.

2- Bahanelere sarılmasına değil bahaneleri ortadan kaldırmasına yardımcı olmalısınız. Unutmayın ki ilim yolunda ilerlemek zahmetli iştir, sabır gerektirir. Çocuklar karakterleri oluşuncaya kadar sık sık değişken tavır ve davranışlar sergilerler. Onları ancak bizim duruşumuz, kararlılığımız, ilgi ve takibimiz doğru noktaya sürükler. Tavizlerimiz ve duygusal davranışlarımız değil. Bugün sevimli görünüp yarın sevimsiz hale gelebiliriz. Yanılış anlaşılmasın sevimsiz olalım demiyorum.

3 – Öğretmenlerle daima irtibat halinde olmalı, çocuklarımızın anlatımıyla değil kendi iletişimimizle onları tanımalı ve neden çocuğum böyle ya da niye çocuğuma böyle davranıyorsunuz değil; çocuğumuz için neler yapabiliriz sorularıyla yaklaşmalıyız.

Küçümseyici değil teşvik edici ve önemli olduğunu hissettirici olmalıyız.

Unutmayın yüzme bilen öğretmen, öğrenmek zorunda olan evladımız, gerektiğinde can simidiyle yardım etmeye çalışan sizlersiniz.

 Bilgi yolunda geleceğimizi emanet edeceğimiz evlatlarımızın yanlış arkadaşlar edinmemeleri ve yanlışın etkisi altında kalmamaları için ortak, örnek, kararlı, bilinçli tutum ve davranışlara ihtiyacımız vardır.

“Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.” M. Kemal ATATÜRK. Eserimizle övünmek de , eserimizdenutanmak da elimizde.

Yazımızı bitirmeyi nasip ettiği için Allah (C.C.)’a hamd eder, Selam ve dua ile saygılar sunarım.

Osman ERDEM

Rehber Öğretmeni / Ardahan Rekabet Kurumu Fen Lisesi Müdürü